Yabancı dizilerin birçoğu görkemli oyuncu kadroları, ünlü yapımcı ve yönetmenleri, özel efektleri ve çekici senaryolarıyla bir sinema filmi kadar ilgi çekerek sinema perdesiyle yarışıyorlar. Sonbaharla birlikte iddialı yeni yapımlar ve sürmekte olan eski diziler gösterime girmeye başladılar. Bu sezon ne izlemeli ve yaz sezonunda ne kaçırdık diyorsanız birkaç küçük önerim olabilir.

Yeni Sezonun Yenileri

Bu sezon başlayan yabancı diziler arasında mutlaka izleyin diyeceğim yapım şimdilik sadece Boardwalk Empire. The Event’in iyi bir yapım olduğunu duydum ama henüz izlemediğim için yorum yok.

Boardwalk Empire(HBO) : İlk bölümün yönetmen koltuğunda dizinin yapımcıları arasında da yeralan Martin Scorsese oturuyor. Nelson Johnson’ın “Boardwalk Empire: The Birth, High Times, and Corruption of Atlantic City” adlı kitabından uyarlanan dizinin yaratıcısı daha önce efsane dizi Sopranos’un yapım ve senaryo ekibinde de yeralan Terence Winter. Hikayemizin kahramanı Enoch Nucky Thompson rolünde ise Steve Buscemi yer alıyor.

1920’de başlayan içki satışının yasaklandığı dönemde Atlantic City’de  geçen Boadwalk Empire, yasadışı ilişkileri bulunan yarı gangster Nucky Thompson adlı defterdarın(vergi memuru) hayatını anlatırken döneme ayna tutuyor. Sadece ilk bölümü için 18 Milyon Dolar harcandığı yazılan dizide dönemin gansterlerini, içki yasağı ve ekonomik kriz Amerikasında yaşanan hayatı izleyeceğiz. Tanıtım spotlarında şöyle deniliyor: Atlantic City, 1920. Alkol kanundışı olduğunda, kanunsuzlar kral oldular.(Atlantic City, 1920. When alcohol was outlawed, outlaws became kings)

Dönem filmi/dizisi çekmek güç bir iş. Boardwalk Empire 1920’larin Atlantic City’sini yansıtırken mükemmel bir set ve kostüm çalışması yapmış. Steve Buscemi ise tek kelimeyle mükemmel bir performans sergiliyor. Gelecek yıl Emmy ödül töreninde Boardwalk Empire Mad Men’i zorlayacak dizilerden birisi olmaya şimdiden aday.

Geçen Sezondan Devam

Modern Family : Geç keşfettim ama izlerken gülmekten nefesimin kesildiği anlar oluyor. Nasıl anlatmalı bilemiyorum. Kendinden oldukça küçük ve ilk evliliğinden bir oğlu olan Kolombiyalı bir afetle evli olan bir adam düşünün, bu adam Married with Children dizisinden tanıdığımız Ed O’Neill. Namı diğer Al Bundy! Kahramanımızın burada adı Jay Prichett. Jay’in kızı evli ve 2 çocuğu var. Jay’in Oğlu gay, bir sevgilisi var ve uzakdoğu’dan evlat edindikleri bir kızları. Eee, neresi komik demeyin. Komedi dizilerinin esprileri anlatılmaz, izlenir. Deneyin! Dizinin kurgusu da çok keyifli, hikayeyi izlerken arada kahramanların röpörtaj yapar gibi konuyu yorumlamarını izliyorsunuz.

Fringe : Elimizde kalan son izlemeye değer bilim kurgu hikayesi. Lost’un yaratıcı ekibinden bir Neo-X-Files diyebiliriz. Fringe’in ilk sezonu Avrupa’dan Amerika’ya gelen bir uçağın inişinden sonra içerideki herkesin erimiş gibi ölü bulunması ve benzer birçok tuhaf çözülmemiş dosya bulunması nedeniyle FBI’da yeni bir birimin oluşturulmasıyla başlıyor. Fringe departmanında çalışan FBI ajanı Olvia Dunham(Anna Torv) ve O’na destek vermesi için sıradışı çalışmalarıyla tanınan akıl hastanesinden çıkardıkları Profesör Walter Bishop ve profesörün vesayetini alan oğlu Peter Bishop’un TUHAF olayları çözmeye çalışmasının hikayesi 3.sezona başladı. 2.sezonun sonunda düşen tempoyu yükseltmeyi başaran ekip 3. sezonda bizi iki paralel evren arasında sersem edecek gibi görünüyor. Dizi TNT Türkiye’de de izlenilebiliyor.

How I Met Your Mother : 6. sezon başladı. Konuyu takip etmek çok kolay, 6. sezondan izlemeye başlayın zaten ilk beş sezonu da izlemek isteyeceksiniz 🙂 1.sezon Ted Mosby adlı bir adamın 2 çocuğuna “annenizle nasıl tanıştığımı anlatacağım” demesiyle başlıyor. Hala anneleriyle tanıştıkları ana gelemedik ama Ted ve 4 arkadaşının kahkahadan karın ağrıtan hikayesi izlenmeyi hakediyor.

Lie To Me : 3. Sezonu başlayan dizinin başrolünde Tim Roth var. Samuel Baum tarafından yaratılan bu yapım Türkiye’de Digitürk kanallarından Foxlife’ta gösteriliyor. Her bölümde bağımsız bir hikaye var ama ana karakterlerin arasındaki ilişkiyi ve her karakterin hikayesini tam anlayabilmek için ilk sezondan itibaren izlemekte fayda var. Malum yabancı yapımlarda bizdeki kadar çok flashback olmuyor 🙂

Bu diziyi ilginç kılan nokta ise hikayenin kahramanı yalan uzmanı Dr.Cal Lightman karakteri yaratılırken bir yalan uzmanı olan Dr.Paul Ekman’ın hayatından esinlenilmiş olması. Her bölümle ilgili bilimsel açıklama da Ekman’ın bloglarından takip edilebiliyor ve Ekman diziye danışman olarak da katkıda bulunuyor. Ne dediğinizi duyar gibi oldum. Evet, doğru okudunuz, yalan uzmanı. Yüzünüze bakıp konuşurken mikro ifadelerinizi izleyerek sizin yalan mı söylediğinizi anlıyorlar. Kahramanımız bu şekilde cinayet, kaçırma, soygun vb hikayelerin çözümünde danışman olarak hizmet veriyor. İzlerken sıkılma şansınız yok.